TAKININ TARİHÇESİ

Takı, insan vücudunun çeşitli bölümlerini süslemek için eski çağlardan beri kullanıla gelen objelerdir. İnsanoğlu, varoluşundan bu yana korkularını yenmek, yücelik kazanmak, gücünü göstermek, güzel görünmek gibi gerek dinsel gerekse geleneksel sebeplerle bu tür aksesuarları tercih etmişlerdir.

Tüyler, kutsal ağaç kabukları, deniz kabukları, diş ve kemik parçaları, değerli taşlar bunlara örnektir. Önceleri sihir ve büyü amaçlı olup daha sonra dinsel temalı takıları görmekteyiz.

Takı sanatının M.Ö. 3000 – 4000 yılları arasında Mezopotamya’da doğduğu kabul edilir.Mısır ve Hindistan’dan Asya’ya, Afrika ve İslam ülkelerine ve Avrupa’ya yayılmıştır.

Altının bulunması ve maden işlemesinin öğrenilmesiyle mücevhercilik altın çağına girmiştir. Bu anlamda özellikle Mısır’daki Firavun mezarlarında, büyük mücevher koleksiyonlarına rastlanmıştır.

Türkiye’de 1962 – 1968 yılları arasında yapılan kaçak kazılar sonucu “Karun’un hazinesi” adı verilen bulgularda; gümüş kaplar, altın ve gümüş takılar, değerli taş ve seramik objeler bulunmuştur. Ayrıca yine bu hazinede 30 parça bronz kalıptan oluşan kuyumculuk aletlerinin yer alması dikkat çekicidir. Yine New York Metropolitan sanat müzesinde eski  dönemlere ait Hitit ve Tunç dönemine ait koleksiyonlar büyük ilgi görmektedir. Yapılan bir çok araştırmalar, kazılar göstermiştir ki insan yaşadığı her dönemde takıyı kullanmış, onlara belli anlamlar yüklemişlerdir. Takılar, biçimleri ortam ve şartlara göre değişmekle birlikte her toplumda varlığını sürdürmüştür.

Tarih boyunca insanlar edindikleri bilgi ve tecrübe birikimlerini, yaratıcılık, ustalık, sabır ile birleştirerek bugün bile hayranlıkla izlediğimiz taşlar, asalar, semboller, takılar, değerli metallerden heykelcikler v.s. yapmışlardır. Bu sanat eserleri çağlar boyu onları üreten toplumların, dinsel ve estetik değerlerini yansıtmışlardır.

Günümüze gelindiğindeyse tasarımcılar; birinci aşamada kaynaktan etkilenerek çizimler yapmakta, günün modasından ve renklerinden esinlenmekteler. Bazı çizimler bilgisayar ortamında gerçekleşmekte üç boyutlu kalıplar alınmakta, model muma uygulanarak kalıp çıkarıldıktan sonra eriyen altın ve gümüş döküm yapılmaktadır. Bir çok işlem aşamasından sonra obje cilalanarak son şekli verilmektedir.

Gümüş örücülükten etkilenerek, metal ve bakır makaralar yardımıyla başarılı takılar da yapılmaktadır. Yine dokuma tekniği kullanarak boncuk tezgahlarında yapılan kolyeler, makrame tekniği (düğüm) kullanarak yapılan kolye ve bileklikler günümüz takısında önemli bir yer teşkil eder. Ekonomik oluşları nedeniyle imitasyon takılar daha çok tercih edilmektedir.

El sanatlarının tümünden yararlanılarak yapılan takılar belli bir emeğin sonucu oldukları için her dönemde rağbet görmüşlerdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir